Osman Toprak
Bu sorunun cevabını bilmek, bu cemiyetin doğuşundan itibaren siyasal hayatımızda yaşadığımız badirelerin, çalkantıların anlamını kavramak kadar önemlidir. |
|||
Sözü çok edilen aydınlık bir Türkiye canlandıralım gözümüzde: Önce ülkeyi derinden sarsan fail-i meçhuller; Kışlalı, Hablemitoğlu, Mumcu, Aksoy, Üçok… Hepsi için bugün arkalarında ne görüyoruz? Karanlık. Abdi İpekçi cinayeti; dönemin bütün en düst düzey bürokratları aramızda, hatta katili elimizde, en yakınındaki arkadaşları olayları ayrıntıları ile anlatıyor, ulaşılan netice; karanlık. Susurluk kazası ile ortaya çıkan mafya, siyaset, işadamı, bürokrat denklemi, elde ne var; karanlık. Sonra malum failliler, Danıştay cinayeti, Başbakan’a suikast hazırlığı, emekliler çetesi; karanlık. Kontr-gerilla, Jitem, Güneydoğu… karanlık. Devlet içinde devlet, derin devlet; karanlık. PKK ve bütün silahlı örgütler; karanlık. Bir dönem ortaya çıkan, sonra çökertilen Hizbullah; karanlık. Çekiç-güç, İncirlik, Yüksekova; karanlık. 4 Temmuz 2003; karanlık. Sivas, Maraş, Çorum olayları, eldeki bütün delillere, yıllarca süren mahkemelere rağmen söyleceğimiz tek şey; karanlık. |
|||
